Hz. Peygamber şöyle buyuruyor:
“Sizler şunu da bilmektesiniz ki, Allah beni ve Ali’yi bir tek nurdan yarattı. Biz Âdem’in sulbündeydik, Allah’ı tesbih ediyorduk. Nihayet bizi bu tertemiz sulblerden alarak, arındırılmış rahimlere nakletti. Her dönemde ve her çağda, sırtlarda ve karınlarda tesbihimiz işitiliyordu. Sonunda Abdülmuttalib’e vardık. Nurumuz, babalarımızda zâhir oldu. Sonra o nur ikiye ayrıldı. Bir yarısı Abdullah’a intikal etti, diğer yarısı ise Ebû Tâlib’e. Babam ve amcam ne zaman insanların arasında otursalar, nurlarımız onlara görünürdü. Nihâyet annelerimizin karnına geldik.
Gerçek şu ki, Ali annesinden doğduğunda, dostum Cebrail indi. Bana dedi ki: ‘Ya Habîballâh, Allah sana selam söylüyor ve kardeşin Ali’nin doğumu nedeniyle seni kutluyor ve diyor ki: ‘Şimdi artık peygamberliğini açıklama ve sana gelen vahyi ilan etme vaktidir. Seni kardeşinle, vezîrinle, denginle ve halîfenle destekledik. Zikrin onunla yükselecek ve neslin onunla bâkî olacak.”
Alle Rechte vorbehalten | Alevi Verlagshaus